Leylekler - Les Cigognes

LEYLEKLER

"Anne, ben nasıl dünyaya geldim? "

"Seni leylekler getirdi yavrum. "

Cinsellik ve üreme ile ilgili bilgiyi açıklamaktan kaçınan ebeveynlerin kurtarıcı bahanesidir bu leylek hikayesi.

Her yıl dönüp dolaşıp aynı bacaya gelip yuva yapan leyleklerin ortalama 30 yıllık bir ömürleri var. Daha genç olanları, yaşlı ya da sakat olanlarla ilgileniyor, onları besliyor ve kanatlarıyla destekliyor. Bu yüzden Yunan ve Roma mitolojisi, leylekleri ebeveynlere sadakat modeli olarak gösteriyordu ve leyleklerin yaşlanınca ölmediğine, adalara uçup insan şekline büründüklerine inanılıyordu. Leylekler tek eşliler ancak eşler arasında hayat boyu sürecek bir bağ bulunmuyor. Leylek çiftlerinin her ikisi de kuluçkaya yatıyor ve yavrularını birlikte besliyor. Sonbaharda leylekler, yavrularıyla birlikte kışlaklarına geri dönüyorlar.

Neden bazı kuşlar ucunda ölüm olsa da uzun göçlere kalkışıyor? Bir sonraki baharda aynı üreme alanına dönecek olan leylekleri, göç sırasında besin azlığı, avcılık, çevre kirliliği gibi pek çok tehlike bekliyor. Yorucu ve tehlikeli olan göçü gerçekleştirmek üzere, binlerce yıldır birbirinden ilginç pek çok yetenek geliştirmişler. Yapılan araştırmalar kuşların gündüz güneşe, gece ise ay ve yıldızlara göre uçacakları yönü tayin edebildiklerini gösteriyor ve birçok hayvanın biyolojik pusulaya sahip olduklarını ortaya çıkarıyor. Göçmen kuşların boyun kısımlarında ferromanyetik taneciklerin bulunduğu ve demir açısından zengin bir mineral olan "manyetit" den oluşan bu taneciklerin yerkürenin manyetik alanına göre hassasiyet gösterdikleri keşfedildi. Göçmen kuşlar, bu doğal pusulalarından göç esnasında en yüksek biçimde faydalanıyorlar. Dünyanın manyetik alanının kuvvet çizgilerine göre kendi konumlarını tespit ederek doğru yönü buluyorlar.

Doğada her şey olması gerektiği gibi programlanmış bir akış içinde, bize düşen de bu akışın içinde yer almak.

LES CIGOGNES

Maman, comment suis-je né?"

"Les cigognes t'ont amené, ma chérie."

Cette histoire de cigogne est l'excuse du sauveur pour les parents qui évitent de divulguer des informations sur la sexualité et la reproduction.

Les cigognes qui reviennent dans la même cheminée et nichent chaque année ont une durée de vie moyenne de 30 ans. Les plus jeunes prennent en charge les vieux ou les handicapés, les nourrissent et les soutiennent de leurs ailes. Par conséquent, la mythologie grecque et romaine montrait les cigognes comme un modèle de loyauté envers leurs parents, et on croyait que les cigognes ne mouraient pas quand elles étaient vieilles, mais s'envolaient vers les îles et prenaient la forme d'humains. Les cigognes sont monogames, mais il n'y a pas de lien à vie entre les époux. Les deux paires de cigognes éclosent et nourrissent leurs petits ensembles. En automne, les cigognes retournent dans une région plus chaude pour passer l’hiver avec leurs petits.

Pourquoi certains oiseaux tentent-ils de longues migrations alors que la mort est imminente? De nombreux dangers tels que le manque de nourriture, la chasse et la pollution environnementale attendent les cigognes, qui retourneront sur le même terrain de reproduction au printemps prochain. Ils ont développé de nombreuses compétences intéressantes pendant des milliers d'années afin de réaliser la migration fatiguante et dangereuse. Des études montrent que les oiseaux peuvent déterminer la direction dans laquelle ils voleront en fonction du soleil pendant la journée et de la lune et des étoiles la nuit, et cela révèle que de nombreux animaux ont des boussoles biologiques. On a découvert que ces particules, constituées de particules ferromagnétiques dans le cou des oiseaux migrateurs et constituées de "magnétite", un minéral riche en fer, présentant une sensibilité en fonction du champ magnétique terrestre. Les oiseaux migrateurs tirent le meilleur parti de ces boussoles naturelles lors de leur migration. Ils trouvent la bonne direction en détectant leurs positions en fonction des lignes de force du champ magnétique terrestre.

Tout dans la nature est dans un flux programmé comme il se doit, et notre tâche est d'être dans ce flux.